ATATÜRK ve GALATASARAY
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
ATATÜRK ve GALATASARAY
ATATÜRK VE GALATASARAY
"İstanbul Türk İzcileri Ocağı Riyaseti'ne, Vatana yüksek seciyeli ve metin ruhlu gençler yetiştirmesini temenni eylediğim İstanbul İzciler Ocağı'nın Başbuğluk teklifini büyük hıss-i iftiharla kabul ediyorum.Genç arkadaşlarıma teşekkür ve selamlarımın tebliğini rica ederim efendim."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi
Başkumandan MUSTAFA KEMAL
Bu telgraftan bir yıl sonra 1923 sonlarında Başbuğları ******'ü Ankara'da görmeye giden İstanbul İzcileri ile ilgili olan anıyı şu belgelerden öğrenmekteyiz:
Spor Alemi Dergisinin 9 Ağustos 1339 (1923) günü yayınlanan 44/106 sayısının 12.sayfasında:
"Yüksek bir tarihe, kıymetli bir varlığa malik olan Galatasaray Keşşaflığı yeniden geniş bir faaliyet sahasına atılmıştır. Yeni teşkilatta Oymak Beyi olan Adnan (Akıska) Bey'e, muavinine ve bilhassa gayyur arkadaşlarına muvaffakiyet temenni ederiz."
Galatasaray Spor Kulübünün 75. yılı için kurulan Komite'nin Başkanı Adnan Akıska ile 1975 yılının başlarında hazırlığına başladığımız Galatasaray Spor Kulübü Tarihi için yaptığımız incelemeler sonucunda yukarıdaki bilgiyi okuduğumuzda, rahmetlinin gözleri dolmuş ve heyecanlanmıştı.
Spor Aleminin bir sonraki 21 Ağustos 1339(1923) günü çıkan 45/107 sayısının kapağındaki resmi ve 4. sayısındaki,derginin sahibi Çelebi Zade Sait Tevfik imzalı 'Şehir keşşaflarının Ankara'ya Seyahatları' başlığı altındaki yazısını bana göstererek şöyle söylemişti:
"O gün hala gözlerimin önündedir.Galatasaray Oymak beyi olarak ******'ün elini öpmemi hiç unutmayacağım. Heyecandan tir tir titriyordum.
- Nasılsın diye sorduğunu ve bir hayal alemi içinde
- Teşekkür ederim Paşam, diye cevaplandırdığımı hatırlıyabiliyorum."
Not: Yukarıdaki bölüm , Haluk San'ın "Belgeleri ile Türk Spor Tarihinde ******" adlı kitabından alınmıştır.
==============================
ATATÜRK HARF DEVRİMİNDEN SONRA İLK İMZALI VE RESMİ YAZISINI
GALATASARAY KULÜBÜ'NE GÖNDERDİ.
Yıl 1928 ,4 Eylül günü 'Türkiye Cumhuriyeti Riyaseti kalemi Mahsus Müdüriyeti' başlıklı ve 'Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal ' imzalı 4/444 sayılı,ilk kez Latin harfli daktilo makinasıyla yazılmış bir mektup 'Galatasaray Terbiyeyi Bedenniyye Kulübü Reisi ve Sivas Mebusu Necmettin Sadık bey efendiye' geliyordu.
Üç yıldan beri üstüste hiç yenilmeden İstanbul Amatör Futbol Ligi Şampiyonu olan Galatasaray Futbol Takımı, 1928 yılı Ağustos ayının 31'inde, o zaman ki adı 'Tayyare Cemiyeti' olan bugünkü 'Hava Kurumu' tarafından ortaya konulan 'GAZİ BÜSTÜ' için karşılaştığı ezeli rakibi Fenerbahçe'yi: Ulvi Yenal, Mehmet Nazif Gerçin, Burhan Atak, Suphi Batur, Nihat Bekdik, Mithat Ertuğ, Mehmet Leblebi, Şadlı Alioğlu, Necdet Büyük, Kemal Faruki ve Muslih Peykoğlu 'dan kurulu on biri ile 4-0 yenmişlerdi.
O günlerde Galatasaray Kulübü başkanı bulunan Sivas Milletvekili ve o zamanların günlük gazetelerinden biri olan 'Akşam'ın sahiplerinden Necmettin Sadık (Sadak) sonradan '******' diye anılacak Cumhurbaşkanı'na THK'ca ortaya konulan büstlerini kazanmaktan dolayı büyük kıvanç ve onur duyduklarını Türkiye'nin en büyük spor müzesindeki şeref köşesinde bu armağanı saklayacaklarını,tüm Galatasaraylıların 'Gazi Mustafa Kemal Paşa' hazretlerine duydukları sonsuz sevgi ve saygılarını, daima emirlerine amade olduklarını 1 Eylül 1928 günü bir mektupla arz etmişti.
******, en büyük devrimlerinden biri olan 'Yeni Türk Alfabesi'nin kabul edildiğini, 9 Ağustos gecesi Sarayburnu'nda verilen bir yemekte ilan etmişti.
İşte Mustafa Kemal'in yeni Türk alfabesinin kabul edildiğini bildirmesinden tan 26 gün sonra Latin harfli bir daktilo ile ****** tarafından yazdırılarak, Cumhurbaşkanı sıfatıyla imzaladığı ilk resmi yazı Galatasaray'a yazılmıştır.
Mektupta aynen şöyle yazmaktadır :
"Mektubunuzu aldım.Türk gençliğinin spor sahasında da gösterdiği kabiliyet ve faideli faaliyeti takdir-le müşahede ve takip ediyorum. Hakkımda ibraz buyurulan asar-ı muhabbetten mütehassıs oldum.Teşekkür ederim efendim."
Reis-i Cumhur
Gazi Mustafa Kemal
Bu arada 16 Eylül 1928 Pazar günü yayınlanana 2566 sayılı Akşam gazetesinin 3.sayfasında "Gazi Hazretlerini Teşyi" başlığı altında şu haber çıkmaktadır :
"Galatasaray denizcileri dün İstanbul'u terkeden Gazi Paşa hazretlerini Yeniköy açıklarında üç çifte futa ile muazzam bir suretle selamlamışlar,Paşa Hazretleri uzun müddet mendil sallamak sureti ile Galatasaray denizcilerine iltifat etmişlerdir."
Yıl 1930, ****** Galatasaray Lisesine ilk kez 2 Aralık Salı günü şeref vermişlerdi. Yanlarında Büyükelçilerimizden Galatasaray Kulübü'nün 12 numaralı üyesi Ruşen Eşref Ünaydın, Galatasaray Lisesinde okumuş olan o zamanın Dahiliye vekili Şükrü Kaya, Kılıç Ali Paşa ile birlikte Okul Müdürü Fethi İsfendiyaroğlu'nun öncülüğünde gezmişlerdi.
Bu konuda 'GSL 1868-1968' adlı kitabın 96.sayfasında, o zamanlar Lise Müdürü ve iki yıl sonra da Kulüp Başkanı olan Fethi İsfendiyaroğlu'nun 8.12.1930 tarihli "Reisicumhur Hazretlerinin Mektebimizi ziyaretleri" hakkında rapor'dan :
'Derslerden sonra mektebin her tarafını, bilhassa müzelerimizi ve konferans salonunu gezdiler… Ve hatıra defterlerini imzaları ile tezyin buyurdular.'
Galatasaray'da spor, her zaman okul ile kulübün iç içe olmalarıyla gelişmiş ve başarıya ulaşmıştır. Çeşitli branşlarda kazanılan kupalar, Galatasaray Lisesi'ndeki muhteşem müzede muhafaza altına alınmıştır. Bu müzede Türk Spor Tarihinin en önemli belgeleri bulunmaktadır.
İşte bu müzeyi, Galatasaray Liseli, kulübün ilk üyelerinden Büyükelçi Ruşen Eşref Ünaydın'dan bilgi edinerek gezen armağan ve belgeleri birer birer inceleyen ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa kemal paşa şeref köşesinde duran büstü ile harf devrimini yaptığının ayına varmadan yazdırıp imzaladığı mektubunu görünce ,Ruşen Eşref'e dönerek :
"- Bu kıymetli müzeye fotoğrafım lazım, imzalayıp vereyim" demiş.
12 gün sonra bir yaveri aracılığı ile gönderdiği boylarına yakın olan fotoğraflarının üzerine Büyük Önder, okul ve kulüp gözetmeksizin büyük bir incelik göstererek şunları yazarak yazarak imzalamışlardır:
"14.XII.1930 GALATA SARAYA - GAZİ M. KEMAL"
Yurdumuzda hatta dünyada bir eşi daha bulunmayan Galatasaray Müzesi ve Arşivinin şeref köşesinde asılı duran bu çok kıymetli fotoğrafı ile birlikte ******'ün içtiği kahve fincanı telvesi ile su bardağı, imzaladığı hatıra defterleri ve 4.9.1928 günü ilk latin hafleriyle yazdığı ve imzaladığı tarihi mektubu vitrinli bir dolapta muhafaza edilmektedir.
****** ikinci kez Galatasaray Lisesi'ne 6 Temmuz 1933 tarihinde şeref vermişlerdir.
Yanlarında o günlerde TBMM ve Galatasaray Spor Kulübü Hami Başkanı Kazım Özalp Paşa ile eski bir Galatasaraylı o zamanki Maarif Vekili Hikmet Bayur ve Prof.Afet İnan ile okul Müdürü Tevfik Arat olduğu halde yine müzeyi gezerek fotoğraflarının asılmış olduğunu görerek memnuniyetlerini bildirmişlerdi.
==============================
GALATASARAYLIYIZ, ÇÜNKÜ...
"Garp iştiyakı,fikre açık bir ufuk... Ve sen Şarkın bu ufka ilk açılan bir dericesi"
Tevfik Fikret 'in seslenişi, geçmişten geleceğe uzanan bir esinti.Yenileşme çabasının,daha iyi ve daha güzele varmanın derin istemini de taşıyor.İşte o düşünüş,******'ün "Ben inkılaplarımı Fikret'in şiirlerinden aldığım ilham ile yaptım" demesine yol açmıştır.
İleriye ve aydınlığa yönelik bir yürüyüşün öncüsüdür Tevfik Fikret... Ali Vecdi Bingöl, '****** ve Tevfik Fikret' adlı şiirinde çifte bağdaşmayı dile getirir:
"Fikret,bu toprakta, örnek insandı,
Nura aşık, karanlığa düşmandı...
Temelden devrimci bir heyecandı,
ATA, bu davanın neticesidir..."
Prof. Hüseyin Celasun, Galatasaray'ın Türkiye'ye katkıları adlı yazısında ******'ün Galatasaray'a verdiği önemi yalın bir biçimde ortaya koymaktadır.
"******'ün şapka devrimini başlattığı sırada , ilk olarak kasket giydirmek üzere Galatasaray Lisesi öğrencilerini seçmiş bulunması da çok anlamlıdır."
==============================
UNUTAMAYACAĞIM ANI
Gazi okulumuzu ziyaret ettiğinde ben,o zamanki ismiyle Galatasaray Sultanisi'nin 16-17 yaşlarında bir öğrencisiydim. Latin harflerine döneli henüz 4-5 yıl olmuştu.Öğretimimizde Fransızca esas olduğundan Türkçe dışında kalan derslerimizin ekserisi Fransızca olarak yürütülüyordu.Birgün ******'ün okulu ziyaret edecekleri haberi geldi.Kendisini görmeyi çok istiyordum. Hocalarımız çok kıymetli kimseler olup,talebeyi hazırlamasını iyi biliyor ve geçmiş dersleri kısaca özetleyerek yeni konuya bağlantı yapıyorlardı.
Nihayet Gazi Mustafa Kemal'in okulumuzu şereflendirmek üzere oldukları haberi geldi. Bütün öğrenciler, büyük bir heyecan ve coşku içinde vatanımızı kurtaran, Cumhuriyetimizin kurucusu, bu büyük ve yüce insanı karşılamak üzere okulun bahçesini doldurdular. O sırada resimler çekiliyordu. Bu resimlerde büyük bir şans eseri kendilerine yakın bir yerde ben de bulunmuştum. Ona resimlerde de olsa yakın olmak,O'nu yakından görmek benim için anıların en büyüğüdür. Hepimizle ayrı ayrı ilgilendi , konuştu;
"Türk gençleri;
Cumhuriyeti biz kurduk, sizler koruyup yücelteceksiniz ve yaşatacaksınız" dedi.
O'nu gördükten sonra TÜRK olduğumla daha çok övündüm. Ona olan sevgi ve saygım her geçen gün daha da arttı. Bizlere bakan o mavi çelik gözleri ile O büyük TÜRK, o günkü gibi aklımdadır.
SELAHATTİN BUDA
==============================
BAHTİYAR ADAM
Herkes ölür. Bu, her çakılan tabutun bize hatırlattığı müthiş ve şaşmaz bir tabiat kanunudur. Ve ölürken herkesin gözü arkada kalır.Bu herkese mukadder bir hasrettir. ****** de herkes gibi öldü;fakat herkesten ayrı olarak ,gözü arkada kalmadan öldü. Kalbi TÜRK olmak gururu ile çarpan,milletini kendi eli ile karanlıktan aydınlığa çeken, başında istiklal rüzgarı estiren, ona hürriyet balını tattıran, memleketin bünyesine uygun,güzel bir rejim hediye eden ,onu güneşlerin at oynattığı medeniyet şosesinin başına getirip bırakan bir adam, öldüğü zaman,gözü arkada kalır mı hiç ?
Dün ******'ün kutsi naaşı Ankara'ya ebedi metfenine Küfür Yasak!..ürürlerken, caddeleri, pencereleri, damları dolduran ve bakışları mahzun,mendilleri ıslak yüz binlerce Türkün vakur ve ulvi manzarası karşısında bir insan için, milletin kalbinde yer etmekten daha büyük bahtiyarlık olamayacağını gözlerim yaşararak bir kez daha anladım.
****** bahtiyar adamdır.
20 Kasım 1938
Cahit Sıtkı TARANCI
(1106 numaralı, Galatasaray Lisesi 1931 mezunu)
==============================
ATATÜRK FENERBAHÇELİ(Mİ)YDİ..? / Alpaslan Dikmen
Bu konuda Spor Yazarı Ahmet Çakır ağabeyimiz "93 Soruda Galatasaray Tarihi" isimli kitabında şöyle yazıyor;
"Evet Gazi Mustafa Kemal 14.12.1930 tarihinde Galatasaray Lisesi ve Müzesini gezmiştir. Burada ' Galata Saray'a ' diye yazıp imzaladığı bir fotoğrafını da sarı kırmızılılara armağan etmiştir. Bu fotoğrafın büyütülmüş bir kopyası Lise Müdürünün odasında asılıdır...
Bu konu, sevgili ülkemizdeki pe kçok benzeri olaydaki gibi kısa sürede hem gülünç , hem de acıklı bir oyuna çevrildi.
En büyük tartışma da ******'ün Fenerbahçeli mi, yoksa Beşiktaşlı mı olduğu noktasında çıktı... Bugüne kadar ****** Fenerbahçeli olarak biliniyordu.Ancak Fenerbahçeli araştırmacı-yazar Ergun Hiçyılmaz 'Hayır ****** Beşiktaşlı idi' deyince ortalık karıştı.
Hiçyılmaz'ın gösterdiği kanıt, pek yabana atılacak gibi değildi.Ulusal Kurtuluş Savaşı öncesinde Anadolu'ya geçmeden Akaretlerde Beşiktaş Kulübünün yanında bir evde oturan Gazi Mustafa Kemal buradan Beşiktaşlı futbolcuların çalışmalarını izleyip onlara sempati gösterdiği yolundaki açıklama kolay reddedilebilecek bir değerlendirme sayılamazdı.
Bunun üzerine Fenerbahçe camiası ayağa kalktı.Tv programlarında ve gazetelerde olay tartışıldı. ******'ün Fenerbahçeli olduğuna ilişkin belgeler ve kanıtlar ortaya konuldu .Dahası sarı-lacivertli camianın sonuna kadar bu işin takipçisi olacağı bildirildi. Sonuçta ******'ün % 75 Fenerbahçeli, %25 Beşiktaşlı sayılabileceği gibi bir uzlaşmaya varılmış oldu. Böylece Atamız, iki ezeli rakibimiz tarafından paylaşıldığı için Galatasaray'a imzalı fotoğrafından başka bir şey kalmadı..."
Ahmet ağabey son paragrafında böyle yazıyor ama sadece imzalı resim değil, 04.09.1928 tarihinde ******’ümüzün "Galatasaray Terbiye-i Bedeniye Kulübü Reisi ve Sivas Meb'usu Necmeddin Sadık bey efendiye " (belgede aynı böyle yazılıdır...) yazmış olduğu bir de mektup vardır...
Ve bu mektubun en önemli özelliklerinden birisi de 'Yeni Türk Alfabe'sinin kabulünden sadece 26 gün sonra yazılmış olmasıdır.Atamızın bu yazısı müzemizin en mutena köşelerinden birini süslemektedir. Kuşkusuz Ahmet ağabey bunu unutmuş değildir ama gerginliği ! daha fazla artırmamak için bunu gündeme getirmediğini düşünebiliriz...
Unutmadan bir hatırlatma yapayım, Atamızın yazmış olduğu bu takdir ve teşekkür içeren mektubu Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi 4-0 yenerek kazandığı "Gazi Büstü Kupası" maçından sonra gönderilmiştir.
Galatasaray'ın ünlü yöneticilerinden ve ******'ün en yakın arkadaşlarından Salih Bozok'un oğlu Muzaffer Bozok ile yaptığım röportajda, Sayın Bozok bir anısını anlatmıştı;
"Bir gün Bülent, Gündüz, ben ve birkaç arkadaşımız Florya'ya eğlenmeye gitmiştik. Dönüşte yolda biraz gürültü yapmıştık.Tam o sırada köşeden Mustafa Kemal ve arkadaşlarının, ki yanında babam ve Gündüz'ün babası Kılıç Ali Paşa da vardı , göründüler... Mustafa Kemal babama dönerek 'Kim bu gürültü yapanlar ? ' diye sormuş. Babam ise biraz sıkılırak 'bizim çocuklar Paşam' demiş. Bunun üzerine Ulu Önderimiz 'Haa desenize bizim kulübün çocukları' diye cevap vermiş...
Bilmiyorum bu anı Ulu Önderimizin hangi kulübümüzün sempatizanı olduğuna dair bir delil midir?.. Ancak en büyük gerçek şudur ki; ****** tüm Türklerin Atasıdır... Güneş Kulübünü de tutsa, Fenerbahçeli de olsa, Beşiktaş'ı da sevse, bizim için farketmiyor... Çünkü O, dünya döndükçe bizim GAZİ MUSTAFA KEMAL ******’ümüzdür.
Laf aramızda, ****** ile ilgili resimlerin en güzellerinden birisi de Ata'mızın bir kayık içerisinde kürek çekerken resmedilen fotoğrafıdır...
******'ün küreklerine asıldığı kayık, Galatasaray Spor Kulübü’nün yarışlarda kullandığı yani Galatasaray'ın malı olan FUTA denilen bir kayıktır. Tarih 29 Haziran 1935...
Aslında belgeler bunlarla da bitmiyor; Miralay Mustafa Kemal'in "Galatasaray
Keşşaflarının Başbuğu " olma durumunu kim nasıl izah edebilir acaba ?
Lütfen okuyunuz;
Yüzyılın başında 'Keşşaflık' da denilen İzcilik örgütleri de çok kurulmuştur. Bu çalışmalar, önce Edirne Muallim Mektebi ile Galatasaray ve İstanbul Sultanisinde başlamıştır.Ancak Balkan Savaşı bu ilgiyi dağıtmıştır. Mustafa Kemal ******'ün Galatasaraylıların kurduğu 'Keşşaf ' örgütünün 'Reisi' olması Galatasaraylılar için unutulmaz bir hadisedir...
Şöyle ki;
******'ün Galatasaray'a olan aşinalığı bilinenden daha öncelere dayanıyordu. 1915-16 yıllarında Osmanlı Güç Dernekleri, İzci Dernekleri, ardından da Genç Dernekleri Müfettiş-i Umumisi Miralay Mustafa Kemal, 1914 yılında Türkiye'de ilk defa kurulan Galatasaray Keşşaflarının (İzci) BAŞBUĞU olmuş 1923'te Cumhuriyet'in ilanında oymak beyi Adnan Akıska, Galatasaraylı keşşaflarla ******'ün huzurunda bulunmuştu. (Fotoğrafları mevcuttur)
Alpaslan DİKMEN
"İstanbul Türk İzcileri Ocağı Riyaseti'ne, Vatana yüksek seciyeli ve metin ruhlu gençler yetiştirmesini temenni eylediğim İstanbul İzciler Ocağı'nın Başbuğluk teklifini büyük hıss-i iftiharla kabul ediyorum.Genç arkadaşlarıma teşekkür ve selamlarımın tebliğini rica ederim efendim."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi
Başkumandan MUSTAFA KEMAL
Bu telgraftan bir yıl sonra 1923 sonlarında Başbuğları ******'ü Ankara'da görmeye giden İstanbul İzcileri ile ilgili olan anıyı şu belgelerden öğrenmekteyiz:
Spor Alemi Dergisinin 9 Ağustos 1339 (1923) günü yayınlanan 44/106 sayısının 12.sayfasında:
"Yüksek bir tarihe, kıymetli bir varlığa malik olan Galatasaray Keşşaflığı yeniden geniş bir faaliyet sahasına atılmıştır. Yeni teşkilatta Oymak Beyi olan Adnan (Akıska) Bey'e, muavinine ve bilhassa gayyur arkadaşlarına muvaffakiyet temenni ederiz."
Galatasaray Spor Kulübünün 75. yılı için kurulan Komite'nin Başkanı Adnan Akıska ile 1975 yılının başlarında hazırlığına başladığımız Galatasaray Spor Kulübü Tarihi için yaptığımız incelemeler sonucunda yukarıdaki bilgiyi okuduğumuzda, rahmetlinin gözleri dolmuş ve heyecanlanmıştı.
Spor Aleminin bir sonraki 21 Ağustos 1339(1923) günü çıkan 45/107 sayısının kapağındaki resmi ve 4. sayısındaki,derginin sahibi Çelebi Zade Sait Tevfik imzalı 'Şehir keşşaflarının Ankara'ya Seyahatları' başlığı altındaki yazısını bana göstererek şöyle söylemişti:
"O gün hala gözlerimin önündedir.Galatasaray Oymak beyi olarak ******'ün elini öpmemi hiç unutmayacağım. Heyecandan tir tir titriyordum.
- Nasılsın diye sorduğunu ve bir hayal alemi içinde
- Teşekkür ederim Paşam, diye cevaplandırdığımı hatırlıyabiliyorum."
Not: Yukarıdaki bölüm , Haluk San'ın "Belgeleri ile Türk Spor Tarihinde ******" adlı kitabından alınmıştır.
==============================
ATATÜRK HARF DEVRİMİNDEN SONRA İLK İMZALI VE RESMİ YAZISINI
GALATASARAY KULÜBÜ'NE GÖNDERDİ.
Yıl 1928 ,4 Eylül günü 'Türkiye Cumhuriyeti Riyaseti kalemi Mahsus Müdüriyeti' başlıklı ve 'Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal ' imzalı 4/444 sayılı,ilk kez Latin harfli daktilo makinasıyla yazılmış bir mektup 'Galatasaray Terbiyeyi Bedenniyye Kulübü Reisi ve Sivas Mebusu Necmettin Sadık bey efendiye' geliyordu.
Üç yıldan beri üstüste hiç yenilmeden İstanbul Amatör Futbol Ligi Şampiyonu olan Galatasaray Futbol Takımı, 1928 yılı Ağustos ayının 31'inde, o zaman ki adı 'Tayyare Cemiyeti' olan bugünkü 'Hava Kurumu' tarafından ortaya konulan 'GAZİ BÜSTÜ' için karşılaştığı ezeli rakibi Fenerbahçe'yi: Ulvi Yenal, Mehmet Nazif Gerçin, Burhan Atak, Suphi Batur, Nihat Bekdik, Mithat Ertuğ, Mehmet Leblebi, Şadlı Alioğlu, Necdet Büyük, Kemal Faruki ve Muslih Peykoğlu 'dan kurulu on biri ile 4-0 yenmişlerdi.
O günlerde Galatasaray Kulübü başkanı bulunan Sivas Milletvekili ve o zamanların günlük gazetelerinden biri olan 'Akşam'ın sahiplerinden Necmettin Sadık (Sadak) sonradan '******' diye anılacak Cumhurbaşkanı'na THK'ca ortaya konulan büstlerini kazanmaktan dolayı büyük kıvanç ve onur duyduklarını Türkiye'nin en büyük spor müzesindeki şeref köşesinde bu armağanı saklayacaklarını,tüm Galatasaraylıların 'Gazi Mustafa Kemal Paşa' hazretlerine duydukları sonsuz sevgi ve saygılarını, daima emirlerine amade olduklarını 1 Eylül 1928 günü bir mektupla arz etmişti.
******, en büyük devrimlerinden biri olan 'Yeni Türk Alfabesi'nin kabul edildiğini, 9 Ağustos gecesi Sarayburnu'nda verilen bir yemekte ilan etmişti.
İşte Mustafa Kemal'in yeni Türk alfabesinin kabul edildiğini bildirmesinden tan 26 gün sonra Latin harfli bir daktilo ile ****** tarafından yazdırılarak, Cumhurbaşkanı sıfatıyla imzaladığı ilk resmi yazı Galatasaray'a yazılmıştır.
Mektupta aynen şöyle yazmaktadır :
"Mektubunuzu aldım.Türk gençliğinin spor sahasında da gösterdiği kabiliyet ve faideli faaliyeti takdir-le müşahede ve takip ediyorum. Hakkımda ibraz buyurulan asar-ı muhabbetten mütehassıs oldum.Teşekkür ederim efendim."
Reis-i Cumhur
Gazi Mustafa Kemal
Bu arada 16 Eylül 1928 Pazar günü yayınlanana 2566 sayılı Akşam gazetesinin 3.sayfasında "Gazi Hazretlerini Teşyi" başlığı altında şu haber çıkmaktadır :
"Galatasaray denizcileri dün İstanbul'u terkeden Gazi Paşa hazretlerini Yeniköy açıklarında üç çifte futa ile muazzam bir suretle selamlamışlar,Paşa Hazretleri uzun müddet mendil sallamak sureti ile Galatasaray denizcilerine iltifat etmişlerdir."
Yıl 1930, ****** Galatasaray Lisesine ilk kez 2 Aralık Salı günü şeref vermişlerdi. Yanlarında Büyükelçilerimizden Galatasaray Kulübü'nün 12 numaralı üyesi Ruşen Eşref Ünaydın, Galatasaray Lisesinde okumuş olan o zamanın Dahiliye vekili Şükrü Kaya, Kılıç Ali Paşa ile birlikte Okul Müdürü Fethi İsfendiyaroğlu'nun öncülüğünde gezmişlerdi.
Bu konuda 'GSL 1868-1968' adlı kitabın 96.sayfasında, o zamanlar Lise Müdürü ve iki yıl sonra da Kulüp Başkanı olan Fethi İsfendiyaroğlu'nun 8.12.1930 tarihli "Reisicumhur Hazretlerinin Mektebimizi ziyaretleri" hakkında rapor'dan :
'Derslerden sonra mektebin her tarafını, bilhassa müzelerimizi ve konferans salonunu gezdiler… Ve hatıra defterlerini imzaları ile tezyin buyurdular.'
Galatasaray'da spor, her zaman okul ile kulübün iç içe olmalarıyla gelişmiş ve başarıya ulaşmıştır. Çeşitli branşlarda kazanılan kupalar, Galatasaray Lisesi'ndeki muhteşem müzede muhafaza altına alınmıştır. Bu müzede Türk Spor Tarihinin en önemli belgeleri bulunmaktadır.
İşte bu müzeyi, Galatasaray Liseli, kulübün ilk üyelerinden Büyükelçi Ruşen Eşref Ünaydın'dan bilgi edinerek gezen armağan ve belgeleri birer birer inceleyen ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa kemal paşa şeref köşesinde duran büstü ile harf devrimini yaptığının ayına varmadan yazdırıp imzaladığı mektubunu görünce ,Ruşen Eşref'e dönerek :
"- Bu kıymetli müzeye fotoğrafım lazım, imzalayıp vereyim" demiş.
12 gün sonra bir yaveri aracılığı ile gönderdiği boylarına yakın olan fotoğraflarının üzerine Büyük Önder, okul ve kulüp gözetmeksizin büyük bir incelik göstererek şunları yazarak yazarak imzalamışlardır:
"14.XII.1930 GALATA SARAYA - GAZİ M. KEMAL"
Yurdumuzda hatta dünyada bir eşi daha bulunmayan Galatasaray Müzesi ve Arşivinin şeref köşesinde asılı duran bu çok kıymetli fotoğrafı ile birlikte ******'ün içtiği kahve fincanı telvesi ile su bardağı, imzaladığı hatıra defterleri ve 4.9.1928 günü ilk latin hafleriyle yazdığı ve imzaladığı tarihi mektubu vitrinli bir dolapta muhafaza edilmektedir.
****** ikinci kez Galatasaray Lisesi'ne 6 Temmuz 1933 tarihinde şeref vermişlerdir.
Yanlarında o günlerde TBMM ve Galatasaray Spor Kulübü Hami Başkanı Kazım Özalp Paşa ile eski bir Galatasaraylı o zamanki Maarif Vekili Hikmet Bayur ve Prof.Afet İnan ile okul Müdürü Tevfik Arat olduğu halde yine müzeyi gezerek fotoğraflarının asılmış olduğunu görerek memnuniyetlerini bildirmişlerdi.
==============================
GALATASARAYLIYIZ, ÇÜNKÜ...
"Garp iştiyakı,fikre açık bir ufuk... Ve sen Şarkın bu ufka ilk açılan bir dericesi"
Tevfik Fikret 'in seslenişi, geçmişten geleceğe uzanan bir esinti.Yenileşme çabasının,daha iyi ve daha güzele varmanın derin istemini de taşıyor.İşte o düşünüş,******'ün "Ben inkılaplarımı Fikret'in şiirlerinden aldığım ilham ile yaptım" demesine yol açmıştır.
İleriye ve aydınlığa yönelik bir yürüyüşün öncüsüdür Tevfik Fikret... Ali Vecdi Bingöl, '****** ve Tevfik Fikret' adlı şiirinde çifte bağdaşmayı dile getirir:
"Fikret,bu toprakta, örnek insandı,
Nura aşık, karanlığa düşmandı...
Temelden devrimci bir heyecandı,
ATA, bu davanın neticesidir..."
Prof. Hüseyin Celasun, Galatasaray'ın Türkiye'ye katkıları adlı yazısında ******'ün Galatasaray'a verdiği önemi yalın bir biçimde ortaya koymaktadır.
"******'ün şapka devrimini başlattığı sırada , ilk olarak kasket giydirmek üzere Galatasaray Lisesi öğrencilerini seçmiş bulunması da çok anlamlıdır."
==============================
UNUTAMAYACAĞIM ANI
Gazi okulumuzu ziyaret ettiğinde ben,o zamanki ismiyle Galatasaray Sultanisi'nin 16-17 yaşlarında bir öğrencisiydim. Latin harflerine döneli henüz 4-5 yıl olmuştu.Öğretimimizde Fransızca esas olduğundan Türkçe dışında kalan derslerimizin ekserisi Fransızca olarak yürütülüyordu.Birgün ******'ün okulu ziyaret edecekleri haberi geldi.Kendisini görmeyi çok istiyordum. Hocalarımız çok kıymetli kimseler olup,talebeyi hazırlamasını iyi biliyor ve geçmiş dersleri kısaca özetleyerek yeni konuya bağlantı yapıyorlardı.
Nihayet Gazi Mustafa Kemal'in okulumuzu şereflendirmek üzere oldukları haberi geldi. Bütün öğrenciler, büyük bir heyecan ve coşku içinde vatanımızı kurtaran, Cumhuriyetimizin kurucusu, bu büyük ve yüce insanı karşılamak üzere okulun bahçesini doldurdular. O sırada resimler çekiliyordu. Bu resimlerde büyük bir şans eseri kendilerine yakın bir yerde ben de bulunmuştum. Ona resimlerde de olsa yakın olmak,O'nu yakından görmek benim için anıların en büyüğüdür. Hepimizle ayrı ayrı ilgilendi , konuştu;
"Türk gençleri;
Cumhuriyeti biz kurduk, sizler koruyup yücelteceksiniz ve yaşatacaksınız" dedi.
O'nu gördükten sonra TÜRK olduğumla daha çok övündüm. Ona olan sevgi ve saygım her geçen gün daha da arttı. Bizlere bakan o mavi çelik gözleri ile O büyük TÜRK, o günkü gibi aklımdadır.
SELAHATTİN BUDA
==============================
BAHTİYAR ADAM
Herkes ölür. Bu, her çakılan tabutun bize hatırlattığı müthiş ve şaşmaz bir tabiat kanunudur. Ve ölürken herkesin gözü arkada kalır.Bu herkese mukadder bir hasrettir. ****** de herkes gibi öldü;fakat herkesten ayrı olarak ,gözü arkada kalmadan öldü. Kalbi TÜRK olmak gururu ile çarpan,milletini kendi eli ile karanlıktan aydınlığa çeken, başında istiklal rüzgarı estiren, ona hürriyet balını tattıran, memleketin bünyesine uygun,güzel bir rejim hediye eden ,onu güneşlerin at oynattığı medeniyet şosesinin başına getirip bırakan bir adam, öldüğü zaman,gözü arkada kalır mı hiç ?
Dün ******'ün kutsi naaşı Ankara'ya ebedi metfenine Küfür Yasak!..ürürlerken, caddeleri, pencereleri, damları dolduran ve bakışları mahzun,mendilleri ıslak yüz binlerce Türkün vakur ve ulvi manzarası karşısında bir insan için, milletin kalbinde yer etmekten daha büyük bahtiyarlık olamayacağını gözlerim yaşararak bir kez daha anladım.
****** bahtiyar adamdır.
20 Kasım 1938
Cahit Sıtkı TARANCI
(1106 numaralı, Galatasaray Lisesi 1931 mezunu)
==============================
ATATÜRK FENERBAHÇELİ(Mİ)YDİ..? / Alpaslan Dikmen
Bu konuda Spor Yazarı Ahmet Çakır ağabeyimiz "93 Soruda Galatasaray Tarihi" isimli kitabında şöyle yazıyor;
"Evet Gazi Mustafa Kemal 14.12.1930 tarihinde Galatasaray Lisesi ve Müzesini gezmiştir. Burada ' Galata Saray'a ' diye yazıp imzaladığı bir fotoğrafını da sarı kırmızılılara armağan etmiştir. Bu fotoğrafın büyütülmüş bir kopyası Lise Müdürünün odasında asılıdır...
Bu konu, sevgili ülkemizdeki pe kçok benzeri olaydaki gibi kısa sürede hem gülünç , hem de acıklı bir oyuna çevrildi.
En büyük tartışma da ******'ün Fenerbahçeli mi, yoksa Beşiktaşlı mı olduğu noktasında çıktı... Bugüne kadar ****** Fenerbahçeli olarak biliniyordu.Ancak Fenerbahçeli araştırmacı-yazar Ergun Hiçyılmaz 'Hayır ****** Beşiktaşlı idi' deyince ortalık karıştı.
Hiçyılmaz'ın gösterdiği kanıt, pek yabana atılacak gibi değildi.Ulusal Kurtuluş Savaşı öncesinde Anadolu'ya geçmeden Akaretlerde Beşiktaş Kulübünün yanında bir evde oturan Gazi Mustafa Kemal buradan Beşiktaşlı futbolcuların çalışmalarını izleyip onlara sempati gösterdiği yolundaki açıklama kolay reddedilebilecek bir değerlendirme sayılamazdı.
Bunun üzerine Fenerbahçe camiası ayağa kalktı.Tv programlarında ve gazetelerde olay tartışıldı. ******'ün Fenerbahçeli olduğuna ilişkin belgeler ve kanıtlar ortaya konuldu .Dahası sarı-lacivertli camianın sonuna kadar bu işin takipçisi olacağı bildirildi. Sonuçta ******'ün % 75 Fenerbahçeli, %25 Beşiktaşlı sayılabileceği gibi bir uzlaşmaya varılmış oldu. Böylece Atamız, iki ezeli rakibimiz tarafından paylaşıldığı için Galatasaray'a imzalı fotoğrafından başka bir şey kalmadı..."
Ahmet ağabey son paragrafında böyle yazıyor ama sadece imzalı resim değil, 04.09.1928 tarihinde ******’ümüzün "Galatasaray Terbiye-i Bedeniye Kulübü Reisi ve Sivas Meb'usu Necmeddin Sadık bey efendiye " (belgede aynı böyle yazılıdır...) yazmış olduğu bir de mektup vardır...
Ve bu mektubun en önemli özelliklerinden birisi de 'Yeni Türk Alfabe'sinin kabulünden sadece 26 gün sonra yazılmış olmasıdır.Atamızın bu yazısı müzemizin en mutena köşelerinden birini süslemektedir. Kuşkusuz Ahmet ağabey bunu unutmuş değildir ama gerginliği ! daha fazla artırmamak için bunu gündeme getirmediğini düşünebiliriz...
Unutmadan bir hatırlatma yapayım, Atamızın yazmış olduğu bu takdir ve teşekkür içeren mektubu Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi 4-0 yenerek kazandığı "Gazi Büstü Kupası" maçından sonra gönderilmiştir.
Galatasaray'ın ünlü yöneticilerinden ve ******'ün en yakın arkadaşlarından Salih Bozok'un oğlu Muzaffer Bozok ile yaptığım röportajda, Sayın Bozok bir anısını anlatmıştı;
"Bir gün Bülent, Gündüz, ben ve birkaç arkadaşımız Florya'ya eğlenmeye gitmiştik. Dönüşte yolda biraz gürültü yapmıştık.Tam o sırada köşeden Mustafa Kemal ve arkadaşlarının, ki yanında babam ve Gündüz'ün babası Kılıç Ali Paşa da vardı , göründüler... Mustafa Kemal babama dönerek 'Kim bu gürültü yapanlar ? ' diye sormuş. Babam ise biraz sıkılırak 'bizim çocuklar Paşam' demiş. Bunun üzerine Ulu Önderimiz 'Haa desenize bizim kulübün çocukları' diye cevap vermiş...
Bilmiyorum bu anı Ulu Önderimizin hangi kulübümüzün sempatizanı olduğuna dair bir delil midir?.. Ancak en büyük gerçek şudur ki; ****** tüm Türklerin Atasıdır... Güneş Kulübünü de tutsa, Fenerbahçeli de olsa, Beşiktaş'ı da sevse, bizim için farketmiyor... Çünkü O, dünya döndükçe bizim GAZİ MUSTAFA KEMAL ******’ümüzdür.
Laf aramızda, ****** ile ilgili resimlerin en güzellerinden birisi de Ata'mızın bir kayık içerisinde kürek çekerken resmedilen fotoğrafıdır...
******'ün küreklerine asıldığı kayık, Galatasaray Spor Kulübü’nün yarışlarda kullandığı yani Galatasaray'ın malı olan FUTA denilen bir kayıktır. Tarih 29 Haziran 1935...
Aslında belgeler bunlarla da bitmiyor; Miralay Mustafa Kemal'in "Galatasaray
Keşşaflarının Başbuğu " olma durumunu kim nasıl izah edebilir acaba ?
Lütfen okuyunuz;
Yüzyılın başında 'Keşşaflık' da denilen İzcilik örgütleri de çok kurulmuştur. Bu çalışmalar, önce Edirne Muallim Mektebi ile Galatasaray ve İstanbul Sultanisinde başlamıştır.Ancak Balkan Savaşı bu ilgiyi dağıtmıştır. Mustafa Kemal ******'ün Galatasaraylıların kurduğu 'Keşşaf ' örgütünün 'Reisi' olması Galatasaraylılar için unutulmaz bir hadisedir...
Şöyle ki;
******'ün Galatasaray'a olan aşinalığı bilinenden daha öncelere dayanıyordu. 1915-16 yıllarında Osmanlı Güç Dernekleri, İzci Dernekleri, ardından da Genç Dernekleri Müfettiş-i Umumisi Miralay Mustafa Kemal, 1914 yılında Türkiye'de ilk defa kurulan Galatasaray Keşşaflarının (İzci) BAŞBUĞU olmuş 1923'te Cumhuriyet'in ilanında oymak beyi Adnan Akıska, Galatasaraylı keşşaflarla ******'ün huzurunda bulunmuştu. (Fotoğrafları mevcuttur)
Alpaslan DİKMEN
MuSTaFa- Emekli
- Mesaj Sayısı : 1301
Yaş : 33
Sınıfım ? : Karadeniz Teknik Ünv. - Reklamcılık
İtibar Gücü : 184
Puanlama : 127673
Kayıt tarihi : 01/10/06
Geri: ATATÜRK ve GALATASARAY
ATATÜRK FENERBAHÇELİ İDİ. YALNIZ GALATASARAYI DA FENERBAHÇENİN EZELİ RAKİBİ EBEDİ İLACI (ASPİRİNİ)OLDUĞU İÇİN SEVERDİ.
COGRAFYACI- öğяєтмєη
- Mesaj Sayısı : 70
Yaş : 54
İtibar Gücü : 0
Puanlama : 76980
Kayıt tarihi : 04/11/06
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz